21st Century For Dummies

IOT

Merve Kurtuluş
3 min readApr 15, 2020

Bugün biraz IOT’tan bahsetmek isterim. Yaaaaani Internet Of Things.

Türkçesi nesnelerin interneti. 2014 yılından beri adımları atılan, tüm hayatımıza yayılmasını sabırsızlıkla beklediğim bir teknoloji. Sözlük açıklaması fiziksel nesnelerin birbirine veya daha büyük bir sisteme bağlı olması. Tüm eşyalarınızın bir ekosisteme bağlanması ve kişisel datanızın işlenmesi sayesinde hayatınızın kolaylaşması.

Şu an ne durumda bu teknoloji dersek, tekil nesneler konusunda fena bi noktada değiliz. Mesela Amazon Echo ürünü sayesinde sesli komut verebiliyor ve o an istediğiniz şarkıyı çalabiliyorsunuz ya da alışveriş listenize ekleme yapabiliyorsunuz. Philips Hue ile tüm evin ışıklarını telefonunuzdan açıp kapatıp, rengini ayarlayabiliyorsunuz. Evde parti verdiğinizde, ampüllerinizi çaldığınız müzikle entegre edip evi diskoya çevirebiliyorsunuz. NEST termostatlarını taktırdığınızda odanın sıcaklığını otomatik en uygun hale getirebiliyorsunuz.

Tabii hayal ettiğimiz IOT teknolojisi bu kadarla kalmıyor. Gerçekten nesnelerin interneti teknolojisiyle yaşayacaksak bu nesnelerin de birbirleriyle iletişim kurmaları bekleniyor.

Henüz beceremediğimiz kısım tam olarak bu. Çünkü tüm hayatımızın “akıllı” olabilmesi için nesnelerin birbirine bilgi vermesi ve bu yine bu nesnelerin yaygınlaşmasına ihtiyacımız var. Ama yavaş yavaş koltuğunuz buzdolabınızla konuşmaya başlayacak “bu çocuk kilo aldı, alışveriş listesine salata ekle” diyecek, orası kesin. Bu dönüşümü sağladığımız, tüm evinizin, ofisinizin, mağazaların nesnelerin internetini kullandığı bir çağ düşünün. O çağda bir gün nasıl geçerdi?

Sabah kalktınız ve yatağınız gece çok terlediğiniz için su içmeniz gerektiğini analiz etmiş. Buzdolabınıza yaklaştığınızda giyilebilir teknoloji ürünü olan akıllı saatiniz yatağınızdan aldığı verilerle su içmeniz gerektiğini hatırlatacak. Suyu içtiniz, ne giysem diye düşünürken gardrobunuz bugün ne planlarınız olduğunu takviminizden şap diye çekti ve bugünkü büyük toplantı için kırmızı giymenizi önerdi. Giydiniz dışarı çıktınız. Evi kitlemeyi unuttunuz, problem değil. Kapınızın uygulamasına girip kitle komutu vermeniz yeterli olacak. İşe gittiniz, masanıza yaklaştığınızda akıllı saatiniz masanıza yaklaştığınızı anladı ve bilgisayarınız açıldı. Çalıştınız falan biraz, mynet okey’de de takıldınız. Öğle yemeği vakti geldi. Akıllı kaşığınızla yemekhanede keşküle kaşık attığınızda saatinize bir notification geldi. Keşkülde yüksek miktarda badem tozu var ve alerjiniz olduğu için uyarı alıyorsunuz. Yalan oldu keşkül. Eve dönüyorsunuz, dolapta o mu vardı bu mu yoktu derdi yok. Eve girdikten sonra kapı çalıyor, süt gelmiş. Çünkü dün süt bitmiş ve otomatik siparişiniz akıllı buzdolabınız tarafından verilmiş bile. Bir şeyler izleyeceksiniz, Netflix&Chill. Ne izlesem diye saatinize sorabilirsiniz. O da eşek değil, söyleyecek. Ne yesem diye düşünmenize çok gerek yok. Çünkü bugün haftanın demir alma günü. Demir alma geldiyse dolaptan, ıspanak yiyeceksin tabaktan zaaaxD

He ben illa da mekdanıs yicem dersen, ye. Aletin çok da umrunda olmaz, uyarısını yaptı sonuçta.

Artık big datanın ciddi bir parçası olmaya daha da yakın olacaksınız. Her bokunuz buluta kaydedilecek, evet bokunuz dahil. Buluta giden bilgileriniz geri gelip hangi eşyanızla ilgisiyle orada bi aksiyon oluşturacak.

İşte akıllı kasesinden akıllı şarabını içen bir abla.

IOT teknolojisi sadece buzdolabınızdaki biten sütle alakalı olmayacak. Endüstride en uygun adayı seçmek için kullanacak. Ofiste bir insan olup olmadığını algılayabilen sensörler kimse yokken ışıkları kapatacak ve tasarruf sağlayacak. Dev fabrikalarda insan hatası olan tüm maddi kayıplar en aza inecek.

Tüm internet nesnelerinin ucuzlaşıp yaygınlaşması ve birbirleriyle konuşması sayesinde tam bir dijital dönüşüm yaşanmış olacak. Hadi hayırlısı ya. Valla dört gözle beklemekteyiz.

--

--

Merve Kurtuluş

Former Advertising Creative | Ai-Centric Creative Visit my Midjourney Art Account on Instagram https://www.instagram.com/merve.ai/